19 Ağustos 2010 Perşembe

Koca Çınar...Babannem'e...



24 Ağustos'tu beni bırakıp gittiğinde günler günleri,haftalar haftaları kovaladı,aylar peşpeşe eklendi ve biliyorum yıllarda yılları kovalayacak...

Yine böyle ramazandı saat 19.10 hastaneden gelen bi telefon hissetmiştim böyle olduğunu ama yokluğunun böyle acımasız olacağını bilememiştim...İlk acım en derin yaram benim...Bıçak kesiği geçerde,sensizliğin acısı dinmez be babanneciğim...

Sokakta birileri babanne derken oklar saplanıyor yüreğime,hep bir yanım eksik,bi yanım buruk,kanatsız bi kuş,yolunu kaybetmiş yavru bir ceylan gibi...Sen en büyüğümüz,dayanağımız,ailemizin direği,masallarda ki pamuk ninemizdin...

Oturdum düşündüm bir gün seni kızgın gördüm,üzgün gördüm,mutlu gördüm ama birkere bile gözünde yaş görmedim,güzel yüzünede hiç yakışmazdı zaten...

Ben böyle acılara yabancıydım aslında en yakınlarımda olmamıştı hiç ölüm,ama ölüm bile sarsarken beni senin gidişine alışmak imkansızdı...Yıllar geçsede özlemi dinmez diyenler nede haklılarmış sanki gün geçtikçe acım hafiflemek yerine daha çok artmaya başladı...Hergün dahada özlemeye başladım seni,olman gereken pek çok anda koşamadım sana...Bayramlar geçti,yepyeni bir yıl geldi,anneler günü,kandiller ve yeniden bayram...Elini öpmeye gelemediğimde sesini duymak bile yeterdi,telefonun ucundan sesini duymanın verdiği güven bile hiçbirşeye değişilmezmiş...

Babannem;

Çok bişey değişmedi gittiğinden beri;bi sensizlik,bide babamın buğulu bakan gözleri...O herşeyi içinde yaşarya söyleme di hiç seni ne kadar özlediğini ama ben anlıyorum,annemde bi türlü toparlanamadı senden sonra o başladı lif örmeye belki kendince seni anıyo;ben resmimizi çerçevelettim hani şu benim 4 yaşında olduğum gözlüklerin burnunun ucunda baktıkça gözlerim dolsada...

Unutmadım babannecim seni değil 1 yıl 70 yıl geçşe sen benim bitanecik Meloş'umsun...

Begüm'ün seni çok özledi babanneciğimm...

mekanın cennet olsun melek yüzlü,güzeller güzeli pamuk babannem...

Seni Çok Seviyorum...



ÜÇ HARF TEK HECE

Üzerine satırlar yazılıp,sayfalar doldurulmuş bir garip sözcük aslında bu...
Bir insanı görmekle başlar herşey ve göz görünce gönül sevmeye başlar. Her gördüğüne aynı bakamazsın, herkesin sana aynı bakmadığı gibi...
Bir çift yeşilliğin hikayesi benimki de aklıma düşüşücde kalbimegirişi de eş zamanlı aslında; onca kalabalığın,sıkıntının arasında birbirine kilitleniverdi bizim gözlerimiz...
Bir derin uçurum sanki,uçsuz bucaksız bir umman; tek bir bakışında yüzlerce anlam var...Bana aşkı anlatmak imkansızken çıkageldi ,anlatmadan öğretiverdi bir anda.Kalbimde çırpınan küçük bir kuş,midemde koşuşturan bir düzine kelebek,avuçlarımda ki sıcaklık oldu bazen.Bazense yüzümde ki kızarıklık,ciğerlerimde ki nefes...Bana beni anlatmaya başladığında,o bir çift engin yeşillikte kendimi görmeye başladığımda anladım ne büyük bir hazineye sahip olduğumu.
Özlemeye başladım yanımdayken bile,sen ve ben olmaktan çıkıp "Biz" oluverdik kısacık zaman da.Kıyamamayı öğrendim ben,dikbaşlı olmadan da sorunların çözülebildiğini,bazen şımarık bir kız çocuğu olmayı sevdim sende,bazen kocaman bi kadın;ama en çok konuşabilmeyi sevdim sende susmadan anlatabilmeyi sözcüklerle değil ama bakışlarımızda ki anlamları sezebilmeyi sevdim...
Sende ki beni, bende ki seni sevdim aslında;içimizde ki Biz di sevdiğim...Birinin beni tamamlaması ne keyifli birşeymiş bunu tattım,Aşk kelimesinin anlamını keşfettim...Birini uyurken bile izlemenin huzuru,aldığı nefesi duyabilmenin güveni,sıcaklığını hissetmenin mutluluğu ve kokusuyla uyanmanın verdiği hazzı sevdim...Aslında ben sende 3 harf tek hece bi kelimeyi yeniden ve çok sevdim...
Delilik bu biliyorum;ama Aşk delilikleri sever!!!

10 Ağustos 2010 Salı

Özlem...

Gecenin karanlığı ve sensizlik yavaş yavaş çökmeye başlamıştı üzerime,seninleyken anlamadığım garip bir hüzün kapladı içimi sensizliğin ve yokluğunun içimde oluşturduğu garip bi hüzün...Mutfaktan salona gittim geldim ne yapacağımı bilmeden tüm eşyalarımda dokunuşların vardı sanki koltuk daha bi güzel sarmaladı beni...
Masanın üzerinde duran iki tane postere baktım durdum...Su almak için dolabı açarken hayatım birşey istermisin diye seslenicek oldum durdum sonra.Yemek yediğimiz tabakları yerleştirdim,ortalığı topladım,aynaya baktım en son seninle bakmıştım sabah evden çıkarken,kapıdan çıkışımızı,son öpüşünü düşündüm sonra.
Odanın kapısından 3 kere geçtim giremedim içeri sonra bi cesaret girdim içeri yastığını kokladım;yokladıkça kokun sindi içime yokluğun burnumun direğini sızlattı,gözlerim oldu,sonra geldim bir iki satır sana olan özlemimi karalamaya karar verdim.Delilik bu biliyorum böylesine bir tutku,ama aşk bu!
Seni özledim aylar yıllar olmadı öyle yanımdan gideli belki 24 saat bile değil henüz ama benliğin öyle bir yerleşmiş ki benliğime,seni Şimdiden Özledim!!!

Hoşgeldinnn...

Hiç ummazdım oldu bu baharda hediye gibi geldin hoşgeldin...
Tıpkı Sezen şarkısından fırlamış gibiydi hayatıma girişin aklıma,kalbimede öyle...
Her anım her saniyem sen dolmaya başlarken içten içe aslında farketmiştim benliğinin benliğimi bukadar ele geçireceğini...
Gözlerimde ki ışıltının sebebini soranlara Aşk demekle yetindim oysa sana sadece aşk demek haksızlıktı...Hayatım kelimesine bin anlam daha kattım seninle sen hayattın; hayatın tam içinden kalbimin en derin köşesinden içimi dolduran sonsuz huzurdun aslında...
Kurduğum cümlelerin tamamlayani ,bir bakışından ne istediğini anladığım , haşmetli ormanları bile kıskandırıcak kadar yeşil bakışlarının sahibi,ordan bakıp kalbime akmayı başarabilen yegane insan,aldığım nefese anlam katan,varlığı en keyifli zamanları kıskandıran,yanında uyanmanın verdiği huzurun tarifi olmayanımsın sen...
Seni özledikçe kimseyi özlemediğimi farkettim bunca zaman,özlemek neymiş sende öğrendim ben,kokunda kayboldum,sende kendimi buldum...
Herşeyin özeti aslında iyi ki varsın sevgilim iyi ki tanımışım seni ve en önemlisi iyi ki hayatımdasın HAYATIM'sın!!!